Mojito: Korsanlardan Kokteyl Barlara Uzanan Ferahlatıcı Bir Hikaye!
Sıcak bir yaz gününde buz gibi bir Mojito’ya kim hayır diyebilir ki? Nane, misket limonu ve romun o eşsiz dansı… Sadece bir yudumda Karayipler’in serin esintisini hissetmek mümkün. Peki, bu enfes içeceğin hikayesi nereye dayanıyor dersiniz? Hazırlanın, çünkü zaman makinesine atlayıp korsanlar, salgınlar ve şanslı keşiflerle dolu destansı bir yolculuğa çıkıyoruz!
Mojito’nun kökenleri, tahmin edebileceğinizden çok daha eskiye, 16. yüzyıla dayanıyor! Hikayenin başkahramanı ise, efsanevi İngiliz denizci Sir Francis Drake. Evet, doğru duydunuz, o nam-ı diğer “Ejderha”!
Drake, Küba’ya yaptığı bir sefer sırasında gemisinde baş gösteren iskorbüt ve dizanteri gibi korkunç hastalıklarla boğuşuyordu. Mürettebatı birer birer hastalanırken, çareyi yerel halkın kullandığı bir karışıma başvurmada buldu: Yerel rom (o zamanki adıyla “aguardiente”), nane, misket limonu ve şeker kamışı şurubu. İşte bu “iksir”, mürettebatın hastalıklarını hafifletmekle kalmadı, aynı zamanda oldukça lezzetliydi! Bu ilkel kokteyl, o dönemde “El Draque” (Drake’in içeceği) olarak anılmaya başlandı. Yani aslında Mojito’nun atası, bir tür ilaçtı diyebiliriz. Kim derdi ki hayat kurtaran bir ilaç, günümüzün en popüler kokteyllerinden birine dönüşecek?
Yıllar geçtikçe Küba’daki şeker kamışı üretimi arttı ve aguardiente’den çok daha kaliteli, pürüzsüz romlar üretilmeye başlandı. 19. yüzyılın ortalarına doğru, “El Draque”da kullanılan aguardiente’nin yerini beyaz rom aldı ve kokteyl bugünkü modern Mojito’ya daha da yaklaştı.
Ancak Mojito’nun gerçek patlaması, 20. yüzyılın başlarında, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki içki yasağı (Prohibition) döneminde gerçekleşti. Amerikalılar içki yasağının getirdiği kurallardan kaçmak için akın akın Küba’ya gelmeye başladılar. Havana’nın canlı barları, bu “susuz” Amerikalıların sığınağı haline geldi. İşte bu dönemde, La Bodeguita del Medio gibi efsanevi barlar, Mojito’yu dünyanın dört bir yanına tanıtan merkezler oldular.
Bir kokteylin ünü, bazen onu içen efsanevi isimlerle de pekişir. Mojito’nun en ünlü hayranlarından biri de tartışmasız yazar Ernest Hemingway‘di. Havana’ya aşık olan Hemingway, sık sık La Bodeguita del Medio’da takılır ve “Mi mojito en La Bodeguita, mi daiquiri en El Floridita” (Mojitom La Bodeguita’da, Daiquirim El Floridita’da) sözüyle Mojito’ya olan sevgisini ölümsüzleştirdi. Bu durum, kokteylin popülaritesini uluslararası alanda daha da artırdı.
İşte böyle! Bir zamanlar korsanların iskorbüte karşı kullandığı bir karışımdan, dünyanın dört bir yanındaki barların vazgeçilmezi haline gelen Mojito’nun eğlenceli hikayesi bu. Şimdi sıra sizde! Kendi Mojito’nuzu hazırlarken( tarif için Klasik Mojito Tarifi), bir zamanlar Kaptan Drake’in mürettebatını kurtaran o ferahlatıcı lezzeti deneyimlediğinizi hatırlayın. Şerefe!