HAYATA DAİR

İçimizdeki Onaylanma İhtiyacı

Onaylanma, onaylanma, onaylanma… Neden bu kadar istiyoruz bunu? Bir çoğumuz için hayatımızın merkezinde yer alan, bazen peşinden koşmaktan yorulduğumuz, bazen de alamadığımızda dünyamızın yıkıldığı o his. Peki, insanlar neden bu kadar onaylanmak ister? Gelin, bu sorunun cevabını biraz içimizden geldiği gibi kurcalayalım.

İnsan Olmanın Bir Parçası: Aidiyet ve Hayatta Kalma

Biliyor musunuz, onaylanma isteği öyle yeni bir şey değil. Ta insanlığın ilk zamanlarına, hatta mağara devirlerine kadar gidiyor kökenleri. O zamanlar, grup içinde olmak, kabul görmek hayati önem taşıyordu. Dışlanmak demek, tek başına kalmak, avcılara yem olmak demekti. Yani, onaylanma aslında bir hayatta kalma mekanizması! Şimdi de bu içgüdü devam ediyor. Bir gruba ait olmak, bir yere “evet, sen de varsın” denilmesi, içimizi rahatlatıyor. Bizler sosyal varlıklarız, yalnızlık bize göre değil.

Benlik Saygımızın Yakıtı: “Ben Değerliyim!”

Hepimiz kendimizi iyi hissetmek isteriz, değil mi? İşte onaylanma tam da burada devreye giriyor. Birileri bizi takdir ettiğinde, bir şeylerimizi beğendiğinde, içimizden “evet, ben değerliyim” hissi yükseliyor. Bu, benlik saygımızın yakıtı gibi. Sanki bir ayna tutuluyor bize ve o aynada kendimizin daha parlak bir versiyonunu görüyoruz. Başarılarımız takdir edildiğinde, çabalarımız görüldüğünde, kendimize olan inancımız artıyor. Hani bazen bir işi bitiririz de kimse görmez, içimiz burkulur ya. İşte o, onayın eksikliğindendir.

Güven ve Doğrulama: “Doğru Yolda Mıyım?”

Hayat kocaman bir bilinmezlikler yumağı. Bazen bir karar verirken, bir fikir ortaya atarken “Acaba doğru mu yapıyorum?” diye düşünürüz. İşte tam da o anlarda, başkalarının onayı bize bir tür doğrulama sunar. Sanki birileri “Evet, evet, doğru yoldasın!” diyerek sırtımızı sıvazlar gibi. Bu, içimizdeki belirsizliği azaltır ve daha emin adımlarla ilerlememizi sağlar. Özellikle de kendi fikirlerimize yeterince güvenmediğimizde, başkalarının onayı bize o eksik parçayı tamamlar.

Gelişmek ve İleriye Gitmek İçin: Motivasyon Kaynağı

Onaylanma sadece iyi hissetmekle kalmaz, aynı zamanda bizi motive eder. Düşünsenize, bir projeyi tamamladınız ve patronunuz ya da arkadaşlarınız size “Harika iş çıkarmışsın!” dedi. Bu, bir sonraki iş için size kanat takmaz mı? Kesinlikle! Olumlu geri bildirimler, bir şeyi daha iyi yapmaya, daha ileriye gitmeye teşvik eder. Hani çocuklar bile bir resim yaptıklarında ebeveynlerinin beğenisini beklerler ya, işte o bile gelişimin bir parçasıdır.

Toplumun ve Kültürün Rolü: Nereye Ait Olduğumuz

Bir de işin sosyal ve kültürel boyutu var. Toplumlar, bizden belli kurallara uymamızı, belli davranışları sergilememizi bekler. Bu normlara uyduğumuzda, “aferin” alırız, kabul görürüz. Uymadığımızda ise dışlanma riskiyle karşılaşabiliriz. Çocukluktan itibaren ebeveynlerimiz, öğretmenlerimiz bizi onaylayarak ya da onaylamayarak şekillendirirler. Bu da ister istemez, onaylanma isteğimizin güçlü bir parçası haline gelir. Sosyal medyanın “beğenileri” ve “yorumları” da bunun dijital çağdaki modern yüzü aslında. Oradaki onayı arayışımız, tamamen bu temel ihtiyaçtan besleniyor.

Yani gördüğünüz gibi, onaylanma isteği öyle basit bir heves değil. Derin biyolojik, psikolojik ve sosyal kökenleri olan, bizi biz yapan önemli bir parça. Önemli olan, bu isteğin bizi kontrol etmesine izin vermemek. Onayı her zaman dışarıda aramak yerine, bazen de içimizdeki sesi dinlemek ve kendi kendimizi onaylamayı öğrenmek… Belki de bu ihtiyacı hissettiğimizde kendimize ” Beni benden daha çok kim sevebilir ki?” demeliyiz. Ne dersiniz, biraz da kendimize hak ettiğimiz o aferini verelim mi?

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu