HAYATA DAİR

Overthinking: Aşırı Düşünüyorum Öyleyse Daha Çok Varım?

Hepimizin zaman zaman yaptığı bir şeydir, zihnimizde dönüp duran düşünceler, bitmek bilmeyen senaryolar… Ama bir noktadan sonra bu durum bir yük haline gelebilir. “Overthinking,” yani aşırı düşünme, günümüz dünyasında pek çok kişinin karşılaştığı, hayat kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir sorun. Peki, neden bu kadar çok düşünüyoruz ve bu durumun bilimsel arka planında neler yatıyor? Gelin, bugün biraz overthinking’i overthinkleyelim.

Aşırı düşünme, aslında beynimizin kendini koruma mekanizmasının bir yan ürünü olabilir. Evrimsel olarak, olası tehditleri önceden tahmin etmek ve bunlara hazırlanmak hayatta kalmamız için kritikti. Ancak günümüzün karmaşık dünyasında bu mekanizma, bazen bizi bir kısır döngüye sokabiliyor.

Nörobilimsel araştırmalar, overthinking ile ilişkilendirilen beyin bölgeleri hakkında önemli ipuçları sunuyor. Özellikle prefrontal korteks, karar verme, planlama ve problem çözmeden sorumlu. Aşırı düşündüğümüzde, bu bölge aşırı aktif hale gelebiliyor. Bununla birlikte, amigdala gibi duygusal tepkilerden sorumlu bölgelerle olan etkileşimleri de overthinking’in neden bu kadar yoğun duygusal yüke sahip olduğunu açıklıyor.

Psikologlar, overthinking’i genellikle kaygı ve depresyonla yakından ilişkilendiriyor. Birçok araştırmaya göre, sürekli geçmiş olayları analiz etmek (ruminasyon) veya gelecekteki potansiyel sorunlar hakkında endişelenmek (endişe), bu iki durumun hem nedeni hem de sonucu olabiliyor.

Çağımız, aşırı düşünme için adeta verimli bir zemin hazırlıyor. Dijitalleşme, bilgi akışının hızı ve sosyal medya gibi faktörler, zihnimizi sürekli meşgul ediyor:

  • Sonsuz Bilgi Akışı: İnternet ve sosyal medya sayesinde her an her şeye ulaşabiliyoruz. Bu durum, bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken, bir yandan da karar verme süreçlerimizi karmaşıklaştırıyor. “En doğru kararı mı verdim? Ya daha iyisi varsa?” gibi sorular zihnimizde dönüp durabiliyor.
  • Sosyal Medya ve Karşılaştırma Tuzağı: Herkesin “mükemmel” hayatını sergilediği sosyal medya platformları, kendimizi sürekli başkalarıyla kıyaslamamıza neden oluyor. Bu da yetersizlik hissi ve geleceğe yönelik endişeleri tetikleyerek overthinking’i körüklüyor. “Ben neden onun gibi değilim? Benim hayatım yeterince iyi mi?” gibi düşünceler beynimizi meşgul edebiliyor.
  • Hızlı Yaşam Temposu ve Belirsizlik: Modern yaşamın hızı, sürekli yeni hedefler belirlememizi ve bunlara ulaşmak için çabalamamızı gerektiriyor. Geleceğe yönelik belirsizlikler (ekonomik durum, kariyer, ilişkiler) zihnimizi sürekli meşgul ediyor ve potansiyel kötü senaryolar üzerinde durmamıza neden oluyor.

Pek çok psikolog, overthinking’in hayat kalitesini düşürdüğü konusunda hemfikir. Uzmanlar, bu durumun bir alışkanlık haline gelebileceğini ve farkındalıkla kırılabileceğini belirtiyorlar.

Ünlü psikolog Dr. Susan Nolen-Hoeksema, ruminasyon (geçmişi aşırı düşünme) üzerine yaptığı çalışmalarda, bu tür düşünme biçiminin depresyon riskini artırdığını ve problem çözme yeteneğini körelttiğini ortaya koymuştur. O, ruminasyonun genellikle bir tür “kaçış” olduğunu, gerçek sorunlarla yüzleşmek yerine zihinsel olarak oyalandığımızı belirtir.

Bir başka önde gelen psikolog, Dr. Irvin Yalom, insanın yaşamındaki kaygı ve belirsizlikle başa çıkma biçimlerinin overthinking’e yol açabileceğini ifade eder. Yalom, “İnsan, anlam yaratma ihtiyacından kaynaklanan bir varoluşsal kaygı içindedir ve bu kaygı, bazen aşırı düşünmeye iter” der.

Overthinking’den tamamen kurtulmak mümkün olmasa da, bu alışkanlığı yönetmenin ve etkilerini azaltmanın yolları var.

  1. Farkındalık (Mindfulness) Pratiği: Belki de en güçlü araçlardan biri. Zihnimizin nerede olduğunu fark etmek, düşüncelerimizin bizi ele geçirmesine izin vermemek anlamına geliyor. “Şu an ne düşünüyorum? Bu düşünce bana ne hissettiriyor?” gibi sorularla ana odaklanmak, düşüncelerin fırtınasını dindirebilir.
  2. Düşüncelerinizi Yazın: Zihninizde dönüp duranları kağıda dökmek, onları somutlaştırır ve genellikle etkilerini azaltır. Bir günlük tutmak veya “endişe zamanı” belirleyip o zaman diliminde tüm endişelerinizi yazmak, günün geri kalanında zihninizin rahatlamasına yardımcı olabilir.
  3. Harekete Geçin: Bazen en iyi çözüm, düşünmeyi bırakıp harekete geçmektir. Küçük adımlarla da olsa bir şeyler yapmak, pasif kalıp aşırı düşünmek yerine, kontrolü ele almanızı sağlar. “Yapılacaklar listesi” oluşturmak ve küçük görevleri tamamlamak, başarma hissini artırarak overthinking’i azaltabilir.
  4. Sınırlar Koyun: Bilgiye ve sosyal medyaya maruz kalma sürenizi sınırlayın. Sürekli haber okumak veya sosyal medyada gezinmek, zihninizi aşırı yükleyebilir.
  5. Profesyonel Yardım Alın: Eğer overthinking hayat kalitenizi ciddi şekilde etkiliyorsa, bir psikolog veya psikoterapistten yardım almaktan çekinmeyin. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi yöntemler, aşırı düşünme kalıplarını kırmada oldukça etkili olabilir.

Unutmayalım ki, maalesef kötü bir döneme denk geldik. Bir yanda ekonomik krizler, bir yanda salgın hastalıklar, savaşlar.. Ama yine de hayata bir kez geliyoruz ve yaşamak her şeye rağmen çok güzel. O yüzden bu sorunlarda yalnız olmadığımızı bilerek, kendimizi zihinsel ve fiziksel olarak pozitife yönlendirmek geç de olsa sonunda gülmemizi sağlayacaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu