HAYATA DAİRİZLENCE

Seyfi Dursunoğlu: Herkesin Sevdiği Huysuz Efsane

Türkiye’nin sahne ve ekranlarında bir efsane, bir ikon, bir fenomen… O, sadece bir drag queen değil, aynı zamanda nüktedanlığıyla, hazırcevaplığıyla ve kendine has üslubuyla gönüllere taht kurmuş bir sanatçıydı. Seyfi Dursunoğlu, nam-ı diğer Huysuz Virjin, hayatını mizaha ve eğlenceye adamış, klişeleri yıkan ve tabuları yıpratan gerçek bir dehaydı. Gelin, bu renkli kişiliğin hayatına ve kariyerine, onun kadar eğlenceli ve kıvrak bir bakış atalım.

Seyfi Dursunoğlu, 1932 yılında Trabzon’da doğdu. Aslında mesleği hiç de sahne ışıklarıyla alakalı değildi; tam 18 yıl boyunca SSK’da memur olarak çalıştı. Kim derdi ki bu sıradan memur, yıllar sonra Türkiye’nin en tanınan ve sevilen karakterlerinden birine dönüşecek? Memuriyetin ardından bir süre pazarlamacılık yaptı, hatta o dönemlerde çok popüler olan ev terliği pazarlamacılığı bile! Ama içindeki sanat ateşi onu sürekli dürttü ve 1970’li yılların sonunda sahneye adım atmaya karar verdi.

İlk zamanlarda “Huysuz Virjin” karakteri henüz tam oturmamıştı. Birkaç farklı tiplemeyle denemeler yaptıktan sonra, o unutulmaz takma ad ve imaj, sahneye damgasını vurmaya başladı. Huysuz Virjin, perukları, abartılı makyajı, parıltılı kostümleriyle sadece görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda sivri dilli esprileriyle izleyicileri kahkahaya boğuyordu.

Huysuz Virjin, kariyerinin zirvesini gazino sahnelerinde yaşadı. Dönemin en büyük gazinolarında, assolistlerin ardından sahneye çıkar, seyirciyi şaşırtır, güldürür ve düşündürürdü. Onun sahne performansı, sadece şarkı söylemekten ibaret değildi; interaktif bir şovdu. İzleyicilerle kurduğu diyaloglar, doğaçlama espriler, anlık göndermeler, her performansı eşsiz kılıyordu.

1990’lı yıllarla birlikte televizyon ekranlarına da transfer oldu. “Huysuz Show” ile milyonların evine konuk oldu ve adeta bir halk kahramanına dönüştü. Programında konuk ettiği ünlülerle yaşadığı atışmalar, esprili takılmalar ve bazen de iğneleyici sözler, izleyicileri ekrana kilitliyordu. Kimi zaman bir ünlüyü pot kırmaya zorlar, kimi zaman bir siyasetçiye gönderme yapar, kimi zaman da toplumsal bir meseleye parmak basardı.

Huysuz Virjin’in sivri dilinden dökülen sözler, çoğu zaman gündelik hayatımıza espri katardı. İşte onun unutulmaz röportajlarından ve anılarından birkaç kesit:

  • Sanatçılık ve Kadınlık Üzerine: Bir röportajında “Ben sahnedeyken kadın, sahneden inince erkeğim. Ama en çok sanatçıyım!” diyerek kimliklerin ötesinde bir sanatçı olduğunu vurgulamıştı. Bu söz, onun cinsiyet kalıplarını nasıl aşındırdığının en güzel örneklerinden biriydi.
  • Ünlülerle Atışmalar: Huysuz, Bülent Ersoy ile yaşadığı esprili atışmalarla da bilinirdi. Bir keresinde Bülent Ersoy’un sahneye çıkardığı bir gelinlikle ilgili “Bülent’in gelinliğiyle evlenmek isteyenler sıraya girsin, kuyruk Beyoğlu’na uzanır!” dediği rivayet edilir. Bu tür tatlı didişmeler, iki büyük Diva arasındaki saygılı rekabetin de bir göstergesiydi.
  • Sansürle Dans: Huysuz Virjin, sansürle mücadele eden bir sanatçıydı. Bir keresinde “Eskiden müstehcenlikten program kestirirlerdi, şimdi espri yapınca kapatıyorlar!” diyerek sansürün anlamsızlığını mizahi bir dille eleştirmişti. Onun için önemli olan gülmek ve güldürmekti, kuralların kısıtlamaları değil.
  • Sahneye Veda: 2007 yılında sahne ve televizyon kariyerine veda etme kararı aldığında bile kendine has üslubundan ödün vermedi. “Yaşlandım artık, gençlerin önünü açmak lazım. Hem ben zaten hep gençtim!” diyerek espriyle karışık bir veda mesajı vermişti.

Seyfi Dursunoğlu, 2020 yılında aramızdan ayrıldı. Ancak Huysuz Virjin karakteri, Türkiye’nin kültür ve sanat hafızasına kazınmış, unutulmaz bir figür olarak yaşamaya devam ediyor. O, sadece güldüren değil, aynı zamanda düşündüren, tabuları sorgulatan ve özgürleşmenin kapılarını aralayan bir sanatçıydı. Toplumsal cinsiyet normlarına meydan okudu, mizahın gücünü kullanarak eleştirdi ve her şeyden önemlisi, insanları eğlendirmeyi başardı.

Huysuz Virjin’in mirası, günümüzde hala birçok genç drag queen’e ve komedyene ilham veriyor. Onun sahnedeki duruşu, hazırcevaplığı ve cesareti, gelecekteki sanatçılar için bir rehber niteliğinde. Seyfi Dursunoğlu, arkasında sadece bir karakter değil, aynı zamanda bir duruş, bir felsefe ve bir kahkaha tufanı bıraktı. Nur içinde yatsın, Türkiye’nin “Huysuz” kralı!

Peki siz Huysuz Virjin’in hangi anısını ya da esprisini unutamıyorsunuz? Yorumlarda paylaşın, Seyfi Dursunoğlu’nu bir kez daha kahkahalarla analım!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu